ANTALYA BAROSU BAŞKANLIĞI
ANTALYA BAROSU ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ
20 Kasım 2020
Basına ve Kamuoyuna,
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 yılında kabul edilerek 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olarak ilan edilmiştir. Ülkemizde 1995 yılında yürürlüğe giren B.M. Çocuk Hakları Sözleşmesi, Amerika dışında bütün dünya ülkelerinin kabul ettiği en geniş katılımlı sözleşmedir. Bu sözleşme ile hüküm altına alınan çocuk haklarına taraf ülkelerce riayet edilmediği, hak ihlallerinin tüm dünyada olduğu gibi ne yazık ki ülkemizde de artarak devam ettiğini görmekteyiz.
Tüm dünya Ülkeleri genelinde ve ülkemiz özelinde de çocukların uğradığı hak ihlalleri giderek atmakta, yaşam hakları ihlal edilen, her yönü ile sömürülen çocuk işçilerin, çocuk gelinlerin, cinsel istismara maruz kalan ve fuhuşa itilen çocuk sayısının hızla artması bizleri endişelendirmektedir.
Başta komşu ülke Suriye olmak üzere iç savaş yaşanan bir çok ülkeden gelen kitlesel göçler neticesinde; göç yönetimi ve yasadışı göçle mücadeledeki yetersizliklerden en fazla yara alan kesim çocuklar olmuştur. Bu süreçte çocukların yaşama ve korunma haklarının ağır bir şekilde ihlal edildiği herkesçe bilinmektedir. Yasal kapsamda yaşama, sağlık, eğitim ve barınma haklarına ilişkin düzenlemeler mevcut olmakla birlikte, göç yönetimindeki idari yetersizlikler ve altyapı sorunları nedeniyle sığınmacı ve mülteci çocuklar yasaların sağladığı bu haklara erişememekte, iyi beslenememekte, sosyal izolasyon ortamında büyümekte, hastalandıklarında uygun tedaviler görememekte, nitelikli eğitim haklarından mahrum kalmakta, cinsel istismara ve her türlü riske açık hale gelmektedirler. BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 22. Maddesi’ne göre, Türkiye kendi topraklarında mülteci olan tüm çocukların Sözleşme’de yer alan haklardan faydalanması için gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Her geçen gün giderek artan yoksulluk beraberinde çocuk ölümleri, çocuk işçiliği, dilencilik, çocuk fuhuşu ve çocuk ticaretini de beraberinde getirmekte ve bu durum mücadele edilmesi gereken komplike sorunlara her gün yeni sorunlar eklemektedir.
Saydığımız tüm bu hak ihlalleri; uluslararası sözleşmelere taraf olan ülkelerin, çocuk haklarını tanımasının sadece kağıt üzerinde kaldığını, çocukların yaşama ve gelişmesi için etkin ve samimi bir çaba harcanmadığını, sözleşmenin içselleştirilmediğini göstermektedir.
Her 20 Kasım Dünya Çocuklar Gününde çocukların maruz kaldığı sorunlar dile getirilip bunlara bir takım çözüm önerileri getirilmekte ise de sorunların azalmadığı, aksine her geçen yıl çocukların yaşadığı sıkıntıların arttığını görmekteyiz.
Çocuk adaletinin gerçekleşmesi yolunda olumlu adımlar atılmış olsa da Türkiye’ de halen çocuk politikası genel bir politika olmaktan uzak günlük sorunlara odaklı olarak yürütülmektedir. Yasa ve uygulama alanında yapılan değişiklikler Türkiye’ nin tarafı olduğu ÇHS’ nin en temel ilkelerinden olan çocuğun yüksek yararını dikkate almadan iş yükünü azaltmak, günlük infial yaratan olaylara çözüm üretmek amacı ile yapılmaktadır.
BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmede yer aldığı şekilde, devletlerin çocukların haklarının gözetilmesinde uymakla yükümlü oldukları asgari standartları esas alan ve 2005 yılında yürürlüğe giren Çocuk Koruma Kanunu halen gerekli altyapısı oluşturulamadığı için amacına uygun şekilde işlerliği sağlanamamaktadır. Korunma ihtiyacı olan çocuklar için öngörülen koruyucu ve destekleyici tedbirlerin sağlıklı işlemesi için bir an önce idari alt yapının güçlendirilmesi, kurumlar arasında etkin koordinasyonu sağlayacak politikalar geliştirilmesi, durum analizi yapılarak eksikliklerin giderilmesi sağlanmalıdır.
Çocukların daha iyi bir yaşam sürdürmeleri için öncelikle başta siyasal iktidar olmak üzere tüm siyasilerin, partiler üstü bir anlayışla meseleye bakmaları ve çocukların maruz kaldığı sıkıntılara kalıcı çözümler üretmeye çalışmalıdırlar.
Çocukların yüksek yararını esas alan , hükümetlere ve günlük ihtiyaçlara göre belirlenmeyen bir çocuk politikasının belirlenmesi ve çocuklara özgü adalet sisteminin tüm kurum, kuruluşlarıyla hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda;
Ceza sorumluluğu yaşı 15 yaşa çıkarılarak 15 yaşından küçük çocukların suça sürüklenmesi halinde adalet sistemi dışında kurulacak bir yapı içinde onarıcı adalet sisteminin hayata geçirilmesi çocuklara özel güvenlik tedbirleri ile çocuklara özgü seçenek yaptırımların oluşturulması ve çocuklar hakkında verilen koruyucu - destekleyici tedbirlerin etkin biçimde uygulanması, gerekmektedir.
Çocukların tutuklanması en son çare olarak uygulanmalı, özgürlüğünden yoksun bırakılan çocukların ; eğitim, sağlık, aileleri ile görüşme gibi haklarının hiçbir koşulda kısıtlanmamalı, ceza infaz kurumunda kalan çocuklar için onları hayata hazırlayan programlar çoğaltılmalıdır.
Bakmakla yükümlü çocuğu olan ebeveyneler ile çocukların veli yahut vasiler yönünden tutuklama son çare olarak düşünülmeli, çocukların veli yahut vasileri hakkında tutuklama kararı verilmesi halinde ana-baba/ veli yahut vasisi tutuklanan çocukların sağlık ve güvenliklerini korumaya yönelik tedbirler alınmalı, infaz kurumlarında annesi ile birlikte kalan çocuklar için çocukların yaşama ve gelişme hakkını koruyacak yeni bir sistem oluşturulmalıdır.
Mağdur çocuklar açısından 1. Yargı reformu paketi ile kabul edilen ; çocuklarının beyanlarının ÇİM’lerde alınmasına ilişkin düzenleme ÇİM’ lerin ve AGO’ ların yasal zeminini oluşturması açısından olumlu bir adım olsa da mevcut hali ile sadece nitelikli istismar suçunu kapsama aldığından mevcut kazanımların gerisine düşmüştür. İstismarın her tür ve düzeyinin çocuğun gelişimine büyük zarar verdiğinden hareketle; yasada nitelikli istismar sayılmayan durumların da çocukta telafisi güç zararlara yol açtığı gerçeği göz önüne alınmalı ve tüm çocuklar yönünden ikincil mağduriyeti önleyecek şekilde düzenlemeler yapılarak mağdur çocukların ikincil örselenmesi önlenmelidir.
Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak, ülkemizde ve dünyada çocukların uğradığı fiziksel, cinsel, duygusal ve her türlü istismarların takipçisiyiz. Kamuoyunu çocuklarımıza sahip çıkmaya, tüm kurum ve kuruluşlara çocuk hak ihlalleri karşısında yükümlülüklerini hatırlatarak, sadece bu günün değil, yılın her gününün onlar için olduğunu, onlar için ayrımcılığın yaşanmayacağı, çocuk katılımlı politikaların geliştirilmesi için gerekenleri ivedilikle yapmaya davet ediyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.20.11.2020
ANTALYA BAROSU ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ